28 Ocak 2007

Beşinci Ayı Doldururken

[zo] Saat akşam yedi civarı ve oğlumun odasındayız. Ikimiz başbaşa, sallanan koltukta oturup biten günü paylaşıyoruz. Eren biberonundan mamasını içiyor. Küçük parmakları ile dudaklarımı çekiştirirken, bir taraftan da özel dili ile bir şeyler anlatıyor bana. Bu aşamada ellerini öpüyorum oğlumun, güzel gülücükleri ile bana cevap veriyor. Bu oyunlar onu heyecanlandırıyor olmalı ki, nefes almak için durduğu aralarda, daha da hararetle anlatmaya devam ediyor hikayesini. Bebek şampuanı kokan saçlarını okşuyorum. Oğlumun gözleri yavaş yavaş kısılıyor, ve biberonuna minik dudakları ile iyice yapışıp, bir nefeste bitiriyor kalan mamayı. Kollarımda hafifleşiyor ağırlığı, minik başını omzuma dayayıp, annecim beni yatır artık diyor gözleri. Onu yatağına bırakıp çıkıyorum, ama mırıltıları kapının arkasından hala duyuluyor...."bub-bub-buuu"...

Odasından uzaklaşıp merdivenlerden inerken yine düşüncelere dalıyorum; Oğlumuz her gün yavaş yavaş büyüyor. Artık daha kuvvetli. Rahatlıkla karnının üstünde durabiliyor. Sırt üstü yatıp çevredekilere çığlıklar attıktan sonra karnının üstünde durup kendiyle gurur duyarmışcasına etrafına bakıyor. Banyo yaparken ayaklarını tutup, aynadaki 'diğer' çıplak bebeğe bakarak gülüyor. Mama sandalyesinde oturup, günde iki öğün katı mama yiyor. Muz ve tatlı papates ile arası çok iyi. Onu mama sandalyesinde kaşıkla beslerken, bir buçuk ay öncesine kadar emzirdiğim günler sanki dünmüş gibi gözümün önüne geliyor. Önümüzdeki her değişikliği sabırsızlıkla beklerken, geçen asamaları da özlememek elde değil gibi sanki.

3 Comments:

At 6:11 ÖS, Blogger Unknown said...

Aynadaki 'diğer' çıplak bebeği buraya getirin. Biraz da biz sıkalım. Özledik sizleri!..

 
At 9:16 ÖS, Anonymous Adsız said...

Zeynepcim,

bu gece internette dolasirken seni ne kadar zamandir gormedigimi ve hepinizi cok ozledigimi fark ettim. Eren'in blog'unu ziyaret edip bir goreyim minnosu ne hallere geldi diye... Oglun muthis olmus, bu resmi pek sirin,bayildim! Yerlerde emekledigi hikayelerini duydum bile, kulaklarima inanamadim. Tez canli anne ve babanin canavar oglu...Hayat maalesef ki daha kolaylasacak diyip icinizi rahatlatamiyacagim ama daha guzellesecek diyebilirim kesinlikle...Sizi cok mu cok opuyorum, arayi acmayalim lutfen...
Esos

 
At 11:15 ÖÖ, Blogger Çalışkan said...

Canım kuzenlerim,

Kaç zamandır oturup da iki satır yazamadım diye kızıyorsunuz, anlıyorum, haklısınız, ama takibim sıkıdır biliyorsunuz.

Yanisi, minnok'umun hikayelerini ve fotoğraflarını güncelleyin bir an evvel :)) Yerinde sallanıp ileriye atlayan Eren hikayesini bir de sizden dinleyelim, yeni ifadelerini görelim.. Daha iyisi, atlayın gelin, bir koklayalım, ayaklarını ısıralım, tos yapalım, dıgıdık oynayalım.......

Özlem fena şey!.. Öpüyorum sıradan :))

 

Yorum Gönder

<< Home