09 Kasım 2006

Oğlumun Kokusu

[zo] En çok güzel bir uykudan uyandığındaki ağlamasını seviyorum oğlumun galiba. Bu, onun yanına gidip, küçük ve sıcak bedenini kollarımın arasına alıp, o tatlı kokusunu doya doya içime çekebilmek anlamına geliyor çünkü. Annesini gördüğünden açlığının iyice farkına varan oğlum, boynuma yapışıp, minik dudakları ile süt arayışına dalarken, ben o doyumsuz kokuyu içime bir daha, bir daha çekiyorum. Bu masum koku, içinde bulunduğum durum ne olursa olsun bana anlardaki güzelliğin tadını çıkarmanın önemini hatırlatıyor. Özellikle bu sıralar aklımı yeterince meşgül eden, işe dönüşümle başlayacak dönemin yeni düzeni, sorunları gibi konuları bana tamamen unutturup, anneliğin güzelliğini doyasıya hissettiriyor. Belki de minik oğlumun kokusunu duyarken aldığım bu haz, bu anların fotoğraflar veya filmlerdeki kareler gibi saklanamaz veya taşınamaz olmasından geliyor.

Onuncu haftanın içinde olduğumuz bu sıralarda, korkarım ben de her anne gibi geriye dönüp ‘ne kadar da hızlı geçti’ demeye başlıyorum…