25 Mart 2007

Oğlumla 'ilk'bahar

Gün başlıyor ve dışarıda güneş parlıyor; oğlum mutfaktaki oyun parkında dizlerinin üstünde durmuş, kıştan kalma kardan adam kitabıyla oynuyor, daha doğrusu önce ilk sayfayı, sonra son sayfayı ısırıyor, sonra tekrar ilk sayfayı; "adaa...adit.. dit dith...daadaa.. dith" Evet, bunlar oğlumun ilk cümleleri (!). Kitabın sayfalarından güneş yansıyor.

Gün ilerliyor, kahvaltı saati geliyor. Bahçedeki masada artık oğluma da bir köşe ayırıyorum. Biz haftasonu sabahının ayrılmaz parçası omletimizi yerken, o da salıncağında sallanıyor. Atlanta'da baharı müjdeleyen dogwood ve armut ağaçlarından beyaz çiçekler fışkırıyor.

Gün oğleden sonra oluyor, oğlum bahçede yere attığımız batteniyenin üstünde. Elindeki kırmızı kübünü sallıyor ve kübün sessizliğine şaşırıyor. Sonra yanındaki çite konan kuşu dinlemek için duruyor. Küp havada asılı kalıyor.

Gün akşam oluyor, oğlumun odasında güneşin eğilen ışıkları ile masmavi, huzurlu, ılık bir hava esiyor.. Kendine özgü 'emekleme'si ile bir oyuncaktan diğerine aralık vermeksizin ilerliyor. Arada odadan dışarı çıkıp, babasına göz atıyor. Sonra odasına geri dönüp, cama doğru emekliyor... Her gün biraz daha uzayan saçları pencereden süzülen ışık ile kızıl bir parlaklığa bürünüyor.

Bu sene bahar çok güzel geçiyor...

IMG_6872.JPGIMG_6879.JPGIMG_6911.JPGIMG_6917.JPG